Kanaat Kelimesi Nasıl Yazılır? Dilin, Toplumsal Cinsiyetin ve Adaletin Kesişiminde Bir Yolculuk Duyarlı Bir Başlangıç… Bazı kelimeler vardır ki yalnızca sözlükteki anlamıyla değil, toplumun nabzını tutan bir derinlikle karşımıza çıkar. “Kanaat” de bu kelimelerden biridir. Basitçe yazımı merak edilen bir kelime gibi görünse de aslında içinde sabrı, kabullenişi, adaleti, eşitliği ve insan olmanın özünü taşır. Bugün, bu kelimenin nasıl yazıldığını tartışmaktan daha fazlasını yapacağız: Onu, toplumsal cinsiyetin, çeşitliliğin ve sosyal adaletin merceğinden geçireceğiz. Çünkü dil yalnızca iletişim aracı değil, aynı zamanda dünyayı nasıl gördüğümüzün aynasıdır. Kanaat Kelimesinin Doğru Yazımı Öncelikle en temel bilgiden başlayalım: “Kanaat” kelimesi Türkçede k-a-n-a-a-t şeklinde, iki…
Yorum BırakLezzetli Kahve Hikayeleri Yazılar
Tweetleri Kim Gördü? Tarihin Gözünden Dijital Görünürlük Meselesi Bir tarihçi için geçmiş, yalnızca yaşanmış olaylar dizisi değil; aynı zamanda insanların birbirini nasıl gördüğü, duyduğu ve hatırladığı bir süreçtir. Geçmişi anlamak, aslında “görülmenin” tarihini anlamaktır. Bugün bu tarihsel soru, yeni bir biçim almıştır: Tweetleri kim gördü? Bir cümle, bir düşünce, bir eleştiri ya da bir espri… Saniyeler içinde dünyanın öteki ucuna ulaşabiliyor ama asıl mesele şudur: Gerçekte kim gördü? Geçmişin Görünürlüğü: Agora’dan Matbaaya Antik çağın agoraları, insanların fikirlerini paylaştığı ilk sosyal medya alanlarıydı. O dönemde “tweet” sözlüydü; yüksek sesle, doğrudan ve bedensel bir varlıkla iletilirdi. Kimin duyduğu belliydi, çünkü herkes meydandaydı.…
Yorum Bırak“TOKİ 3. Etap Ne Zaman Başlayacak?” – Psikolojik Bir Bakış Bir psikolog olarak, bir projeye bekleyerek bakışımızda sadece mühendislik ya da mimarlık merakını görmem; aynı zamanda insan ruhunun zamana, beklentiye ve belirsizliğe olan duyarlılığını incelerim. TOKİ’nin “3. etap” başlama tarihi, çoğu kişi için somut bir memleket meselesi olsa da, psikolojik katmanlarıyla da bizi düşünmeye davet eder. Beklemek, umut kurmak, belirsizlikle yaşamak — hepsi bu sorunun gölgesinde şekillenir. Aşağıda, bu konuyu bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji çerçevesinden derinleştirerek ele alıyorum. — Bilişsel Perspektif: Beklenti, Bilgi ve Algı İnsan zihni, eksik bilgiyle bile anlam arar. “TOKİ 3. etap ne zaman başlayacak?” sorusu…
Yorum BırakTikTok’ta Kendi Efektini Yapmak: Ekonomik Bir Bakış Kaynakların Sınırlılığı ve Dijital Yaratıcılığın Ekonomisi Ekonomi, her zaman sınırlı kaynaklarla yapılacak en iyi seçimleri yapmaya yönelik bir bilimdir. Dijital dünyada ise kaynaklar, genellikle yaratıcı düşünce, zaman ve teknolojik altyapı ile sınırlıdır. TikTok gibi sosyal medya platformlarında içerik üreticileri, bu sınırlı kaynaklarla kendilerini ifade etme, topluluklar oluşturma ve aynı zamanda ekonomik değer yaratma fırsatına sahiptir. TikTok’ta kendi efektini yapmak, içerik üreticilerine yalnızca eğlenceli bir yaratıcı alan sunmakla kalmaz, aynı zamanda dijital pazarda kendilerini farklılaştırarak ekonomik fırsatlar yaratmalarına da olanak tanır. Peki, TikTok’ta kendi efektini yapmak neden önemli bir ekonomik tercih haline gelir? Bu…
Yorum BırakBazı hikâyeler vardır, kalbimize sessizce dokunur. Bu satırları yazarken, belki sen de sabah kahveni yudumluyorsun, belki de bir yakınını düşünüyorsun… Kalbimiz — hem duyguların hem yaşamın merkezi. Ama çoğu zaman, bize verdiği küçük uyarıları görmezden geliriz. Bugün sana, bir hikâyeyle bu sessiz çığlıkları anlatmak istiyorum. Bir Sessiz Kahramanın Hikâyesi Murat, kırklı yaşlarının ortasında, yoğun bir iş temposunun içinde kaybolmuş bir adamdı. Her sabah erken kalkar, toplantılarına yetişir, çözüm üretir, strateji kurardı. O, sorunları planla çözen, “her şey kontrol altında” diyen biriydi. Fakat son zamanlarda göğsünde sıkışmalar, kısa nefesler, bazen gece uykusundan uyandıran bir baskı hissediyordu. “Yorgunluktandır,” diyerek geçiştiriyordu. Bir akşam,…
Yorum BırakGözlem Nedir 9. Sınıf? Edebiyatın Görme Biçimi Üzerine Bir Yolculuk Bir edebiyatçı için gözlem, yalnızca bakmak değil, anlamın derin katmanlarını fark etmektir. Her kelime, her karakter, her sahne; yazarın dünyayı nasıl gördüğünün bir yansımasıdır. Gözlem olmadan yazı olmaz, çünkü yazmak, dünyayı kelimelerle yeniden kurmaktır. Bu nedenle “Gözlem nedir?” sorusu, 9. sınıf düzeyinde yalnızca bir tanım değil, edebiyatın kalbine açılan bir kapıdır. Gözlem, yazarlığın ve okumanın temel taşıdır; çünkü bir yazar gördüğünü değil, görmenin ardındaki anlamı anlatır. — Gözlem: Sanatın Görünmeyen Gözü Edebiyatta gözlem, olayları, kişileri ve doğayı dikkatle inceleyip bunları anlatı içinde yeniden canlandırma yeteneğidir. Bir yazar için gözlem, anlatının…
Yorum BırakGörme Derecesi 10 Ne Demek? Toplumsal Körlük Üzerine Sosyolojik Bir Okuma Toplumun İçinden Bakan Bir Gözlemcinin Notları Bir sosyolog, dünyayı sayılarla değil, ilişkilerle görür. Görme derecesi 10, tıpta bir ölçü olabilir; ama toplum biliminde bu kavram, bireyin sosyal gerçekliği ne kadar “net” algıladığıyla ilgilidir. Bir araştırmacı olarak, insanların birbirini nasıl gördüğünü, kimlerin görünür, kimlerin görünmez kılındığını incelemek, en az bir göz muayenesi kadar hassas bir iştir. Toplum da bir bakıma dev bir görme testidir; herkes kendi değerlerine, rollerine ve çıkarlarına göre bir alanı seçip odaklanır, diğerlerini ise bulanık bırakır. Görme Derecesi ve Toplumsal Körlük Görme derecesi 10, tıbbi açıdan mükemmel…
Yorum BırakGuarani Hangi Dili Konuşuyor? Ekonomik Tercihler, Dil Politikaları ve Toplumsal Refah Üzerine Bir Analiz Kaynaklar sınırlıdır, seçimler ise sonsuz. Bir ekonomist için bu cümle, hem bir gerçek hem bir uyarıdır. İnsan toplulukları, sadece mallar ve hizmetler arasında değil, kültürel tercihler arasında da sürekli seçim yaparlar. Diller, bu seçimlerin görünmeyen ekonomisidir. Guarani halkı ve onların konuştuğu dil, bu anlamda yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir ekonomik kimliktir. Guarani Dili: Kültürün ve Ekonominin Kesişim Noktası Guarani dili, Paraguay başta olmak üzere Güney Amerika’nın bazı bölgelerinde konuşulan yerli bir dildir. Bugün Paraguay’da nüfusun büyük bir kısmı iki dil bilir: İspanyolca ve…
Yorum BırakErkek Kardeşin Eşine Ne Denir? Akrabalığın Dili, Edebiyatın Hafızası Bir edebiyatçı olarak kelimelerin, insan ilişkilerinin en derin anlamlarını taşıyan canlı varlıklar olduğuna inanırım. Kelimeler, yalnızca nesneleri değil, duyguları, toplumsal bağları ve kimlikleri de tanımlar. “Erkek kardeşin eşine ne denir?” sorusu ilk bakışta basit bir dilbilgisel merak gibi görünür; oysa derininde bir kültürün, bir edebiyatın ve bir duygusal hafızanın izlerini taşır. Çünkü diller, toplumların nasıl akraba olduklarını, birbirlerini nasıl çağırdıklarını ve hatta nasıl sevdiklerini anlatır. Kelimelerin Sosyal Dokusu: Görümce, Yenge ve Ötesi Türkçede erkek kardeşin eşine “yenge” denir. Bu kelime, sadece bir akrabalık tanımı değil, aynı zamanda saygı, mesafe ve aidiyet…
Yorum Bırak“Hararet geçirmek, yalnızca ‘aşırı ısınmak’ değildir; bedenden motora, tartışmadan şehre uzanan bir dengenin bozulmasıdır.” Hararet Geçirmek Ne Demek? (Sıcacık, samimi bir başlangıç) Bir yaz akşamı arkadaşlarla dışarıdasın; hava ağır, rüzgâr yok. Birden başın dönüyor, nefesin hızlanıyor, sanki içeriden bir fırın yanıyormuş gibi… “Hararet mi geçirdim?” diye soruyorsun. Aynı kelimeyi bir de yolda kalmış bir aracın başında duyuyoruz: “Araba hararet yaptı!” Dilimizde “hararet”, insan bedeninden motora, tartışmanın ateşinden şehrin sıcak adalarına kadar her şeyi birbirine bağlayan ortak bir metafor. Bu yazıda “hararet geçirmek ne demek?” sorusunu kökenlerinden bugüne ve yarına uzanan, arkadaş sohbeti rahatlığında ama eleştirel bir gözle masaya yatırıyorum. Köken:…
Yorum Bırak